pH bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesini gösteren bir ölçü birimidir. Suyun pH değeri, hidrojen iyonlarının yoğunluğunu gösterir.Sulardaki pH yoğunluğu 1’den 14’e kadar rakamlarla ölçülür.pH 7’de hidrojen ve hidroksil iyon düzeyi eşittir. pH 7’de su nötrdür.pH 7 den aşağıya inildikçe asitlik artar; pH 7 den yukarı çıkıldıkça baziklik (yani alkalilik) artar. Yönetmeliğe göre doğal kaynak suları ve içme sularındaki pH değeri 4.5-9.5 arasında olmalıdır.
Yönetmeliğe göre kaynak suları ve içme suları etiketinde pH değerinin gösterilmesi gerekiyor.
İçtiğiniz suyun pH’sını kontrol ediniz.Fatsu Doğal Kaynak Suyu pH değeri 6,38 dir.
• Fatsu Sağlık Bakanlığı'nın çok sıkı olan yönetmelik hükümlerine göre ruhsat almıştır ve hem üretim tesisimiz hem de piyasaya sunduğumuz ürünler Sağlık Bakanlığı denetim birimleri tarafından sürekli ve düzenli olarak denetim altındadır.Bu da ürünlerimizin halk sağlığı açısından bir risk taşımadığı yönünde bir güvencenin var olduğu anlamını taşır. Diğer taraftan çeşme suyunda bu şekilde güçlü bir güvenceden bahsetmek mümkün değildir. Çünkü musluk sularının büyük bir kısmı yüzeysel sulardan sağlanır ve bu nedenle de tüketiciye ulaşana dek bir bulaşmaya maruz kalabilirler.
• FATSU kaynaktan ilk çıktığı haliyle saf ve temizdir. İlave bir işleme gerek kalmaksızın direkt olarak suyu kaynağından içebilirsiniz. Suyun saflığı ve temizliği yeryüzüne ilk çıkış noktasından yani kaynadığı noktadan, tam otomatik makinelerde şişeye dolumuna kadar olan süreçte çok sıkı kontrol altındadır.Diğer taraftan genel olarak suyun çeşmeye kadar olan yolculuğu farklıdır; çeşme suyunda su kaynakları dereler, nehirler gibi yüzey sularına dönüşmekte ve bu sular yüzeyden bulaşan her türlü kirletici unsurları da (tarım ilaçları kalıntıları, metaller, parazit, mikrop ve virüsler) taşıyarak toplanma havzalarına ya da barajlara gelmektedir. Bu biçimde toplanmış sular muhtelif filtreleme, klorlama ve dezenfeksiyon işlemlerinden geçirildikten sonra su şebeke boruları vasıtasıyla konutlara pompalanmaktadır. Bu proseslerde kullanılan klor gibi dezenfektanlar sağlık açısından uzun vadede riskler taşımaktadır, ayrıca borulardaki her türlü yabancı madde, pas, toprak, parazit, mikrop ve virüsler gibi unsurlar da şebeke suyunun içerisinde konutlara ulaşmaktadır.
• Genelde çeşme suları, içinde taşıdığı klor gibi dezenfektanların etkisiyle rahatsız edici bir koku ve lezzete sahiptirler. FATSUda ise sadece suyun kendi doğal tadından bahsedebiliriz.
• Sonuç olarak FATSU DOĞAL KAYNAK SUYU; hijyeni, ambalajı ve markası ile tüketicinin beğenisini ve güvenini kazanmak ve bunu sürdürmekarzusunda olan ve bu güven ile ticari faaliyetlerini büyütmek isteyen bir markadır. Bunu sağlamak için yapılan yatırımlar gerçekten de çok büyüktür.
• FATSU serin(5-15 derece), karanlık (güneş ışığından uzak) ve kuru (%50 nemden az) bir yerde saklamalıdır.
• Ayrıca özellikle kimyasallar, deterjanlar, temizlik maddeleri,naftalin, benzin ve bunun gibi maddelerden mümkün olduğunca uzak tutulmalıdır. Aynı zamanda soğan ve sarımsak da şişe suyun tat ve kokusunu etkileyecektir. Su saf bir maddedir ve bizim çevrede algılayamadığımız kokuları dahi yavaşça kendisine çekme özelliğini taşır. Uygun koşullarda tutulduğu sürece; şişe üstünde belirtilen raf ömrü boyunca şişeler saklanabilir. Suyunuzu şişe dış yüzeyine bir şeyler dökülebilecek ortamlarda bulundurmaktan kaçınınız. Bu tat veya kokuda sorun yaratabilir.
• Uygun saklama koşullarında pet ve bardak sularımız için raf ömrü 1 YIL, damacanasuyumuz için maksimum raf ömrü 3 AYDIR ve bu süreye uyunuz.
• Su sebilleri WC, klima önlerine, kalorifer peteği yanlarına konmamalıdır.Hava sirkülasyonu olan pencere, kapı arasına konmamalıdır.
• Ayrıca suyunuzun donmasına izin vermeyin. Çünkü donan suyun dibinde zararsız beyaz renkli çökeltiler oluşabilir. Bunlar, yüksek sıcaklık değişimleri nedeniyle sudan ayrılan mineral partiküllerinin oluşturduğu çökeltilerdir.
• Uygun koşullarda muhafaza edilen ağzı açılmış damacanalarınızı 3-4 gün içerisinde tüketmeye özen gösteriniz.
• Şişe ambalajının hava geçirgenliğinin derecesi: Şişe ambalajının cinsi ve kalınlığı hava geçirgenliğini belirler. Bu da sonuçta söz konusu ambalajın dış ortam kokularına karşı korunmalı olup olmayacağını belirler. Pet ve polikarbonat ambalajların moleküler yapılarından dolayı, sular dış ortam kokularına karşı daha hassastır.
• Depolama ve saklama koşulları: Depolama ve saklama esnasında uygun ortam koşulları (temiz, kuru, kokusuz, güneş görmeyen) sağlanmaz ise ilerleyen günlerde suyun bozulması (yeşillenme, tortu yapma gibi)söz konusu olacaktır.
• 5 litre üzerindeki ambalajlı ürünler maksimum 3 veya 4 gün içerisinde, diğerleri ise özellikle ağız teması söz konusu olduğundan gün içerisinde tüketilmesi gerekir.
Suyun tadı estetik parametrelerden birisi olarak kabul edilmekle birlikte içeceğimiz suyu seçmekteki en önemli kriterlerden birisidir. Su herhangi bir tada sahip olmamalıdır, ağızdaki her tür tadı yok etmeli ve ağızda tat bırakmamalıdır, dilde veya ağızda kayganlık hissine ve pütürlenme hissine neden olmamalıdır. Yani tat açısından su: kendisi temiz olmalı ve ortamdaki anormal tatları temizleyici olmalıdır. Suyun ağızda bırakacağı ilave her tat suda anormal düzeyde olabilecek bir maddenin varlığına işaret edebilir.
Suyun içerisinde tat değişikliği yapabilecek maddelerden birisi sudaki yosun ve benzeri canlılardır. Bunlar su içerisinde bulunan oksijeni tükettikleri gibi parçalanmaları sonucu ortama salınan artık maddeler nedeniyle de tat değişikliğine neden olabilirler. Yine fazla sayıdaki mikroorganizma, mineral içeriğin fazla veya az olması, algler suyun tadının farklı algılanmasına neden olabilir. Farklı algılanması diyoruz çünkü hissettiğimiz her zaman için suyun kendi tadından değil dil üzerinde bıraktığı etkiden de kaynaklanıyor olabilir. Örneğin sertliği çok düşük sular dilde hafif bir erozyona neden olacağından su sanki aromatik bir tada sahipmiş diye düşünülebilir. Yine suyun içerisindeki serbest klor miktarı 1ppm (mg/L) düzeyini geçtiğinde toplumda her 10.000 kişiden 6’sı suyun tadında bir değişiklik fark edebilir.
Ancak herkesin tatla ilgili yorumu dikkate alınmamalıdır; örneğin sigara içenlerde tat duyusunda önemli değişiklikler meydana gelir, yine kronik sinüzit sorunu olanlarda ve o an için üst solunum yolu enfeksiyonu geçirenlerde de tat duyusunda değişiklikler gözlenir. Bu değişiklikler genelde tat duyusunun koku duyusu ile yakından ilişkili olmasından kaynaklanır. Bunların dışında diyet alışkanlığı olarak sürekli aşırı sıcak, salamura veya acı ağırlıklı beslenen kişilerde de tat duyusunun değişiklik gösterebileceği unutulmamalıdır.
Suyun sıcaklığı da suyun tadı üzerinde çok etkilidir. 12 derece civarındaki suların tadının hoş olarak algılanması 20 derece ve üzerindeki suların ise tatsız hissedilmesi, sıcaklık arttıkça suyun içerisindeki gazların buharlaşıp sudan uzaklaşmasından kaynaklanır. Bunun en tipik örneği kaynatılmış sularda görülür.
Bugünkü bilimsel çalışmalar ışığında PC ve pet ten üretilen ambalaj malzemelerinin ambalajlı su dolumunda güvenle kullanılmasında sakınca yoktur. Bir gıda için güvenli olan bir malzeme diğer bir gıda söz konusu olduğunda gıdanın içeriği (pH değeri, gazlı olup olmaması vb ) nedeniyle tercih edilmeyebilir. Ancak ambalajlı su üreticisi olarak bizler, gerek tüm dünyada gerekse ülkemizde gıda ambalajı olarak kullanılmasında sakınca olmadığı bilimsel otoritelerce test edilmiş ve onaylanmış olan malzemeler kullanmaktayız, bunların dışında onaysız malzeme kullanmamaktayız. Ambalaj üreticileri de Tarım Bakanlığı'ndan üretim izni alırken ürettikleri malzeme örnekleri bakanlıkça analiz edilmektedir. Onaylanmayan malzemeler şirketimizde kesinlikle kullanılmamaktadır.